16 Ekim 2008 Perşembe

kıça keşkül titretmesi

bugün de böyle geçti... yine pasif agresif bir ruh haliyle.
sık sık yatarak ve uyanarak, gazete okumaya çalışıp film izleyerek ve hisleri bastırmaya çalışarak.
bu saatte kadar bekledim. ama sanırım, kozmos bu üç gündür bana pek yardımcı olmuyor.aslında senin durumunun benden farksız olduğunu biliyorum. ne yapalım...
kozmosa bir tepki olarak, viski aldım. bu kozmosun pek umrunda değildir belki ama yine de kendimi az bir miktar uyuşturmanın, üzerimde sakinleştirici bir etkisi olduğunu yıllar süren deneyler sonucu öğrenmiş durumdayım.
takriben bi iki saat hız rekoruyla içip, daha sonra sızmak suretiyle uyku haline geçmeyi düşünüyorum. keza yapacak fazla bir şeyim de yok.
aslında yazmak istiyorum ama ne yazacağım ki?
aslında belki biraz farklı şeyler dinlemek istiyorum ama ne dinleyeceğim ki?
az önce babam geldi. makyajını temizleyebilir miyim diye sordu, tabi ki dedim.
önce makyaj temizleme mendiliyle güzelce pastal attım, sonra sıvı sabunla yıkadım ve daha sonra yüz temizleme kremiyle ve tonikle temizledim.
bunaldı. hayatımda böyle temizlik görmedim dedi.
kadın olmak ne zormuş anla işte dedim. sabaha karşı eve gelince ne kafada olursam olayım o makyajı temizledim ben hemde 15 dk mı vererek.
babam bu ara bilimum kanallarda hem kendi programları hem başka insanların programları derken hummalı bir canlı yayın koşturmacası içinde.
biraz daha iyiyim şimdi. her paragrafı on' ar dakika ara ile yazdığımdan, her on dakika da birer duble içtiğimden 3 paragraf+3 duble =30 dakika = 140 promil.
iyisimi kendime önümüzdeki 2 saat için izleyecek güzel bir film seçip daha sonra sızmak suretiyle bu geceyi kazasız atlatayım.
au revoir!
güzel şey beklemek...

Hiç yorum yok: