11 Temmuz 2008 Cuma

Aller Ou Venir...

sabah saat 11:20 gunluk. not al, olacaklari sonradan hatirlamama riski oldukca yuksek.
zurnanin zirt sesiyle gozlerimi actim ve ruyamda gordugum jupiter buyuklugundeki dolun ayin etkisiyle, ulumaya basladim. henuz erken oldugunu biliyorum fakat vucut icinde olagelen zincirleme BUGUN CUMAAA BUGUN CUMAAA serzenisleri sebebiyle oldukca erken saatte alkole baslayip, icten gelen kalabalik sesleri teke indirgemeye calisacagim.
Dun neler oldugunu hatirlamiyorum dersem, yalan olur. fakat gerektiginde bende oldukca aptala yatan biri olabilir, acil durumlarda ters donup olu taklidi yapabilirim.
her gecen gun icimde 140 ve artan bir sayiyla atan bir nabza sahibim. hizlandirilmis planlar yapmakta ve bu planlarin gotureceklerini degil getireceklerini dusunmekteyim. bu kez oldukca eglenecek olmam, eglenemedigim gunlerin ve yalnizligima mum diktigim gunlerin acisini korkunc bir intikamla alacak olmam beni korkutmuyor degil. korkunun ecelime zerre faydasi olmadigini, ecelin nihayetinde ecel oldugu ve bunu buyutmemek gerektigini yillar once aci deneyimlerle anladiktan sonra, varolan tum korkulari aleyhime cevirip bir nevi sivi yakit olarak kullaniyorum artik.
bu kez oldukca degisik ve calkantili ruh halinden siyrilip, yavas yavas eski suretime geri doner bir rotada buluyorum zihin gemimi. tum kalkanlar indirilmis, yakit ikmali yapilmis bir sekilde yasamakta oldugum 3 nesil kuyruklu yildiz galaksisinden ayrilip, geminin burnunu eglenceli insanlarin ve olaylarin yasadigi dunya gezegenine cevirdim. yaklasik 15 isikyili surecek zorlu bir yolculuktan sonra inis yapacagim Ataturk Uzay Istasyonu'nda genis guvenlik onlemleri alinmis sekilde beni bekleyen gezinti kapsulune binecek ve kalacagim sure boyunca konaklayacagim konforlu aile oteline yerlesecegim.
bundan sonrasi icin oldukca endiseliyim. fakat endiselerin beni geri puskurten degil fitilleyen bir hadise oldugunuda eklemeliyim gunluk. G. ile daima yaptigimiz o konusmalardan hepsinde adi gecen efsanevi kurtariciyi buldum ve gorev askiyla yanan ama gorevinin ne oldugunu bilmeyen bu zat'a dogru lokasyonu vermeye ve gorevini bildirmeye geliyorum bu kez.
altina attigimiz imzayi tum dunya gormezse, ne anlami kalir boktan post modern tablolar yapmamizin?
kaptanin seyir defteri bab/56
gunlerdir takvimi ayarliyorum her yeni gune gore ve nasil olduysa aradaki iki gunu unutmus bugunden baslamisim tekrar. aradaki iki gunu kaybettigime pisman degilim. zira olan pek bir sey olmadigi gibi, degismeye yuz tutmus bir seyde yoktu. lakin bu arada aslinda benim pek de kacirdigim gelismeler olmus, guvenilir kaynaklarin kendisi ayagima gelip bana bunlari bildirene kadar bi haber yasamanin hafifligiyle ickimi yudumluyor, bir takim break-dance hareketleriyle bedenime zindelik katiyordum. yapilacak eylemler listesi kabardikca,ve o eylemler listesini sadece benim yapmadigimi anladikca is giderek daha da bilinmez ve eglenceli hale gelmeye basladi. yine ordan burdan ve sundan bundan edindigim bilgilerin isiginda, listeyi guncellemenin zamani gelmis gecmekte. zamaninda orada olabilmek icin yanima alabildigim kadar az agirlik ve tasiyabildigim kadar cok konsantre enerjiyle yola cikmaliyim.
vardigim yerde, gorevimin zorlugu ve muhtesemligi karsisinda, uzerimde ki tum agirligi uzay bosluguna birakmis bile olsam, insanlarin hayatina hidrojen bombasi gibi patlamaktan ve herkesi haritadan silmekten zerre korkuyorsam namerdim.
kendinize kacacak delik arasaniz ve hatta bulsaniz bile, saklanamayacaginiz gun gibi asikar.
kendinizi kozmik patlamanin etkisiyle ipe un serenler kapisindan gecmis ve soldan 3. karadelige girmis bulacaksiniz. sansliysaniz, aptal olmaz, sorgulamaz, direnmez ve tadini cikarirsiniz.

ne diyorlardi....
enjoy it!

Hiç yorum yok: