2 Ekim 2007 Salı

yollar yürümekle bitmiyor

Gittik.
Ve geldik te. Aldım bi şişe kanyak, yürüdüm ha yürüdüm istanbul boğazının en kapatılmış sahilinde M ile. Tam 10km etti hesapladık. Resim de çektik hayvan gibi bir roro trafiği vardı boğazda. O kadar büyükler ki ,manevra yapamayıp ha şimdi ha birazdan yalılara girecek gibilerdi. Eğlendik. Balık tutuyorlardı bi ton adam.Bir adam nasıl olduysa İstanbul boğazında okyanus somonuna benzeyen eşşek kadar bir balığın hem karnını yarıyordu sahilde, hem telefonla konuşuyordu. Koptuk.Sonra ben sarhoş oldum hafiften.Kafam kırıldı yani.
Dedim iftar yaklaşıyo burdan anca çıkarız senin oruç güme gitmesin M, gel Çin restoranına gidelim en son okulda gitmiştik senle. Hem değişik bi iftar yaşarsın ramazan etkinlikleri kapsamında.
Vardık Taksime gittik Çinliye yedik ha yedik yedik ha yedik!
O içtiğimiz yasemin çayı bünyeye iyice rehavet çöktürünce ben dedim enerji toplamamız gerek M hadin mooo doo yaa!
Yiyebileceğimi sanıp yumurtalı etli pilav söyledim, yiyemedim.Chup-stick de çatal da derman olmadı mideme, bari dondurma yarama tuz bassın deyyu. Aldım çileği koydum greentea dondurmasının üstüne. yedim ha yedim...

O çikolata sosu senin neyine? dedim ama İstiklal de yürürken. ağzını 1 cm açamıyorsun nasıl yiyeceksin bu çukuyu? güldü M. ben vafıl yiyeceğim dedi. Ordan ta meydana yürüdük. Zaten son 3 günümü kilometrelerce yürüyerek geçirdim onunla. Olsun du. Onu da yürürümdü.
Sen söyle dedi M vafılcı da. Senin ne yiyceğini en ne bileyim a adam? dedim, söyle işte ya uzun etme dedi. Yemiş kadar oldum bende. Kestaneyi, beyaz çikolatayı,çileği,kiwiyi,portakal şekerlemesini bastım içine. Yedi bu. Yine yürüdük.
italyan yokuşuna gittik. Cihangir kahvesine gidip bi çay içelim dedi M. Gitmeyelim beni tanıyorlar orda ve şu an delice dolu istemem sevmediğim kimseyle karşılaşmak giderayak dedim. Yine peki dedi. Yine yürüdük.
Ha sevgili günlük! Bugün Bebek sahilinde hiç ama hiç prezervatif hayvanı ya da çöp canlısı görmedik. Sanırım hepsi göç etmiş
Ve new born çalıyordu. Biz italyan yokuşunda ki o İtalyan Hastanesinin adını okumaya çalışırken. M' yi severim. O sessiz,temiz ama mantığıyla bir eşşeği yere serebilecek bir dosttur.
Türk genç kızları evlenmek istiyor! devlet onlara harçırah versin. Çeyiz harcırahı! Ayça Şen başkan böyle dedi. Çok güldük. Ayça iyi bir yol arkadaşı.
Eve gelirken kardeşime söz vermiştim bu akşam biralar benden.Sende film getir diye. Getirdi. Bende bira aldım. Bira alırken yüzüm hiç kızarmıyor. Biradan da nefret ederim aslında. Ama bu kafadayken ruhum, başka şey içmek beni bozardı.Daha hafif essindi rüzgar.
Cihangir parkının altında ki otoparkın orada bir binanın garajında "BARAJ GİRİŞİDİR PARK ETMEYİN" yazmışlar. İşedik gülmekten. Ya da ben güldüm sadece.M o kadar gülmez. ağır adamdır M.
Seviyorum yürümeyi ne yapayım? Cep kanyağım yanımdaysa,kulağımda çalmayan müzikler duyup, bu can yakan güzelliğin,istanbul' un tam ensesindeysem hele... sanki beynim ayaklarımdan akıp gidiyor. bomboş ve hiç bir şey barındırmayan bir kafam oluyor.
İyi oluyor böyle...
nasılsa yollar yürümekle bitmiyor.

Hiç yorum yok: