26 Eylül 2007 Çarşamba

PESTO SOSLU MANİFESTO

Dayanamıyorum bu sırrı senden saklamak çok yersiz, çok sokakta ,çok kimsesiz. Cebimde sana ait bir sırrı senden kaçırmak için kaçıyorum. Gecenin yüzsüzlüğüne sığınıyorum. Gece bana yüzünü gösteriyor, bunu sana kanıtlayamıyorum. Sinip bekliyorum ışık yoksunu bir coğrafya pütüründe. Kimi beklediğimi bilmiyorum ama neyin peşinde olduğumu biliyorum. Ney sana mı ait bilmiyorum ama o neyin bana şevkat göstereceğini biliyorum. Bir adam öldürüyorum. Gömüyorum onu.Onu öldürdüğüm bıçakla göğüs kafesimi yarıyorum. Yarıktan dışarı çekiyorum bütün organlarımı bir bir koşmalarını emrediyorum onlara. İçimi uyandığında yanında bulman için organlarımı naklediyorum sana. Nakil başarıyla tamamlanıyor, gerisi allaha kalmış diyor doktor Burke.Eşşek herif, hata yapıyor. Beni sana emanet etmiyor ölmüme neden oluyor. İçimi boşaltıyorum sana. Boşalıyorum. Koşuyorum bu kez, duramıyorum.Bacaklarım beni ilelebet terk ediyor. Kalıyorum. Yağmur yapıyorum kalanımdan.Deniz damlalarım senin göbeğine damlıyor. Damlalar etine temas eder etmez buz kristaline dönüşüyor. Ayrışıyorum. katı halden gaz haline dönüşüyorum. Uyuyorsun. Seni uyandırmıyorum. Ben buharlaşıyorum. Seni üşütüyor bu. Yukarıda toplanıp mavi karşıtı bir bulut oluyorum. Beni göremeyecek kadar uyuyorsun. Uykunu okyanus kokulu damlalarla bölüyorum.Parçalardan birini alnıma kazıyorum. Kazdığım yerden gece fışkırıyor. Geceyi yüzüne sürüyorum. Isslanıyoruz. Gece nemiyle bizi ıslatıyor. Ben ıslak tüylerimi sevmeni istiyorum, sen benden cam bir yüz istiyorsun. Ben sana yukarıdan kartopu fırlatıyorum. Sen kardanadam yapıyorsun. Hata yapıyorsun. Kızakları ben çekiyorum. Hareketliyim. Doktor ölmeden önce hareket edeceğimi söyledi. Doktor ölmeden önce seni sevdiğimi söylememi istedi. ben ölmedim. Doktorun son isteklerini yerine getirmeliyim. Sen defterimin arasında yılların kuruttuğu vişne çürüğü rengi gelinciksin. Anne! bunun böyle söylendiğinden emin misin? Mavi pelerinli sineğin yüzünde ki çiller ne zaman yok olur? Saçmalıyorum. Sana sadece saçmalıyorum. Sana sadece susuyorum. Sana sadece deliriyorum. Beni ispiyonluyorsun. Beyaz renkli bir ambulansa bindiriliyorum. Beni Rapunzel'in Kulesi' ne kapatıyorlar. Saçlarımı uzatıyorum. Görüş gününe gelmiyorsun. Bu bir oyun öpünce geçecek diyorsun. hata yapıyorsun. Beni öpme, bana sarılma, bana dokunma. Sanada bulaşırım diyorum. Yola serpiştirdiğim ekmek kırıntılarını kendini martı sanan güvercinler yiyor.Bir gün çıktığımda ilk işim güvercin shnitzel. Seni arıyorum. Hafiye sanılıyorum. Niye böyle dolanıyorsun diyor annem, "ben gıcığım" diyorum.Sakın gülümseme.Aramıza en son gülümseme ayarlı bomba döşediğimi hatırlıyorum. Bak yine terledi avuçlarım. Avuç içi okyanusumda benimle birlikte bir hafta tam pansiyon tatil kazanıyorsun. Umursamıyorsun. ben seni en çok bu umursamazlığın yüzünden seviyorum. Aslında ben senin yalnızca umursamazlığını seviyorum. Aslında ben yalnızca seviyorum. İkimize uzay maydanozu topladım kaç kez.Kaç kez sensiz seviştim o maydanozlarla.Seni aldattım. ve şoför koltuğuna geçip gaza bastım gönül rahatlığıyla.Sonra kemanımla, kanımla şiir yazdım sana.Beste yaptım.Onu yaptım.Bunu yaptım.Yok. Bir trene biniyorum sana gelmek için. Sana geliyorum ama hiç varamıyorum.Bu platonizm beni Balkabağına dönüştürüyor saatler 00:00' ı vurduğunda. ben koşarak 3gen tabutuma geri dönüyorum. Sen camdan ayakkabımı alıp tüm mezarlıkta beni aramıyorsun. Sen baloya hiç gelmemişsin.Hiç olmamışsın sen. Balkabağı.Sır:Bir şekilde anlatmam gerekiyor artık bunun farkındayım.Saklamayacağım.Sır olarak daha fazla ne kadar taşıyabilirim ki seni? Umarım dinlemişsindir Arjantin tangolarını yoksa hiç değişmeyecekler.Gece uzun değil. Tam tersine zaman duble hızlı akmakta. Giderayak seni seviyorum demek çok zor. Sırlarımdan birisin. Mesela " ne kadınlar sevdim zaten yoktular" mesela " kar yağacak sevdim mi sevildim mi bir vaktin orasına" mesela " ben sende bütün aşklarımı temize çektim" gibi. Evet! Sevdim o kadınlar zaten hiç bir duyguda yoktular. Evet! Sevdim mi sevildim mi sezemediğim bir aralık daima soğuk ve iletişimsiz, itik ayrı bırakılmışlıktır. Üstelik her birinde temize çekilmiş yeni bir başlangıç bulmak da mümkün.Sır, açıklanmalıdır şimdi bu görevimdir. Bu sessizliğimin vasiyetidir. gel ağlıyorum.Gel ağlıyorum.Tut elimi bırak ayıplasınlar.Bırak taşa tutsunlar. Biz yeryüzünün en büyük sırrıyız.Aramıza kocaman bir gezegen ölüsü bıraktılar. Olsun! gel ağlıyorum Gel bağıracağım. Dışarı çıkmayalım sonra. Gözlerimizi hiç açmayalım. Konuşmayalım.Oturduğumuz yerden kalkmayalım. Nefesimizi tutmayalım. Hayal etmeyelim. Ses çıkarmayalım. İşitmyelim.Temas etmeyelim. Ne kadar da güzelsin! Bir çağda lirler çalıyor. İlk gençliğimden söz edeceğim sana. On dakika ara. Sen bıkma. Bana destek olma.Sakın.Kucağıma alıp yatağına götüreceğim seni. Artık paramparça bileklerimsin. Pasolini'msin. Bıçaklanmışız. Üstümüzden otomobiller geçmiş. Uzat dudaklarını uzat dudaklarını götüreceğim. Bu öldürür mü bizi? Sen benden önce kaybettin bilincini ilginç. ÖLürsem karakutumu bulamayacaklar. Sen ölürsen karakutunda tek bir mesaj olacak:"kötü aşklar sonrası anlıyorum, ah anlıyorum; İnsan bir şeyin özetidir"

2 yorum:

Stuck on Rewind dedi ki...

sevgili günlük..bugün bi yazı okudum.karnım ağrıdı ,ne düşündüm bilmiyorum.yalan söyledim ne düşündüm biliyorum ama düşündüğüm şey dillendirilemeyecek kadar saçma.saçma gerçekten.tüm bu ilk gençlik yıllarından beri içimdeki boşluk,şöyle tasvir edilmişti bir zaman.."karanlık bir sırrı yutmuş gibiyim".ben çok karanlık sırlar yuttum sevgili günlük.ben karanlık sırlardan her zaman nefret ettim sevgili günlük.tanrı neden bizi hiç tamamlamadı? Hedwig and the angry itch diye bi film vardı sevgili günlük hatırlıyo musun,insanın tamamlanma isteğiyle ilgili bi klip vardı.bu konumuzun tamamen dışında.karnım hala ağrıyor.yuttuğumuz bu sırrı kusmamız lazım,midemizde yaralar açmadan,gözyaşları yüzlerimizi haşlamadan..
ne diyorsun şimdi diyorum içimden,içimden ama ,usulca,usulca ulan!! ama içimdeki ses gittikçe yükseliyor ne demek istemiş ne demek istemiş ne demek istemiş,ömrüm insanları dekode etmekle mi nihayet bulacaktır sevgili günlük. sevgili günlük fısıldar "yardır!" bu bazı noktalarda hızlı gitmek ,durmaksızın devam etmek anlamına gelebilir ve fakat benim bi durasım var.ne kadardır durduğumuzu da düşünürsek bu tamamen anlamsız bi istek.üstelik ,istediğimiz herşeyin olacağını kim söyledi ki bize,hayat aksini kanıtlarken.
yine karanlık bir sırrı yutmuş gibi hissediyorum sevgili günlük üstelik bu sefer sırrın ne olduğuyla ilgili benim de bi bilgim yok.
burda beni tanıyorlar.çoğu beni tanıyor.bu hayatımı zorlaştırıyor mu kolaylaştırıyormu emin değilim.dün sokağa çıktım.her gün çıktım ama dün benim eski sokaklarıma gittim.yeni jenerasyon yerleşmiş.bağırarak konuşan ,tekmeler atan kusan insanlar.bakınca genç ve aptal olan insanlar,tıpkı bizim eskiden olduğumuz gibi.genç ve aptal olmayı eskisi kadar istiyor muyum bilmiyorum.bi türlü konuyu bi araya toplayamıyorum.tüm bunları bi arada düşünmek intihar gibi.içim dışıma çıkar gibi.daha bi hafta bile olmadı ama sanki içim daralır gibi.geriye dönesim hiç kalmamış gibi ileriye gidesim zaten neredeydi hep merak ettim.
karnımın ağrısı diyor ki ne demek istemiş ne demek istemiş kusalım,tüm karanlık sırları kusalım dostum.ve hatırlamak gerekir,bazen nefret sevgiden daha çabuk sarar yaraları..
bana yardım edicek misiniz?

Puppet Master dedi ki...

dostum, sanırım kendi kendine sansür uygulayabiliyorsa bi insan, o dünyanın sonu gelmek üzeredir.
hayatımda ilk kez benim ( geçmişten, bana onları yazdıranlardan zerre hatırlamasam bile)çok sevdiğim ve sırf onu yaratacak hayalgücüme duyduğum hayranlıktan, laf cambazlığından halen çok güzel bir yazı olduğunu düşündüğüm, bunun dışında hiç bir özel anlamı olmayan bir yazıyı, sırf biri yanlış anlarve söylediğin gibi karanlık bir sır bulmaya çalışır diye ( ki bunu da aklıma sen soktun hiç öyle düşünmemiştim) buradan kaldırmak gibi bir kişisel salakça sansür yaptım. cnaım sandığımdan çok acıdı. sansür zaten akla zarar bişey ken bunu nasıl olur da kendime uygularım hemde sırf bir paranoya uğruna.

YAŞASIN KELİMELERİN KARDEŞLİĞİ KAHROLSUN HASTALIKLI PARANOYALAR.

uyumalıyım.