14 Eylül 2008 Pazar

ruhum acı içinde değilken yazamadıklarımdan...

heyecanlı mıyım? bilmem!
aslında daha cok uzun ve sıkıcı bir yoldan birden bire muhteşem atraksiyonların oldugu, bu yanıyla daha çok aqua world' lerin eglencelerinin bedenimde bıraktığı hisse benzer şeylerle kaplı, binlerce canlı ve binlerce yeni macerayla dolu bir yola girmiş gibiyim. bu ani direksiyon kırmalarım, bir takım çevreler üzerinde oldukça sert abs'siz fren etkisi yapıp, sağa sola çarptırsa da, ben sanırım oldukça iyiyim. ani dönüşlerde üstün yol tutuşumun etkisinden çok, wake up & remember yourself mottosunun ağırlığını hissediyorum. geçenlerde efes etiketinden birbirine bağlı kağıt bebekler kesmiştim. bunun bir anlamı vardı elbet. Because i feel blind! söylemiştim. çok zor gibi görünse de, yine de alışıyor insan zamanla.
heyecanlı mıyım? bilmem!
aslında daha çok, bir yerden bir yere ışınlanıyor gibiyim. bir başka evren kapısına doğru yol alıyor gibi. bir başka gezegene iniş izni alıyor gibi. ineceği gezegenin oksijen durumunun iyi olduğu hariç bundan başka hiç birşey bilmiyor gibi...
bir seyahatname tutmak gerekli zannımca.
ne kadar güzelsin...senin güzelliğin karşısında yanıyor gri hücrelerim.
yanıyor hayaletler.
biraz müzik işimizi görür sanırım. daha önce dinlemediğimiz ve sesini açtığımızda kimsenin sesini kısarmısın diyemeyeceği, ışıltılı dans pistlerinde kaslarımız seyirtene kadar dansedebileceğimiz müziklerden bahsediyorum.
gel ama!
bekliyorum.

Hiç yorum yok: