18 Ağustos 2008 Pazartesi

İnsanım Volverine Değil! Kesin Bıçaklarınızı Kalbimde Bilemeyi!

akşamları daralıp gündüzleri bu sıcakta genleşmek benim kaderim mi?
katı halden gaz haline geçişler yalnız bana serbest mi?
konuştuğum zaman sus dinle denmesi kaderin orospu cilvelerinden biri mi?
nereye ait olduğunu bilip oraya gidememek ayaklarımın ortopedik problemi mi?
saçlarımı kazıtıp gömlek giymek istediğimde size göre normal olmam bana abnormal değil mi?
bir kez nefes alıp kilometrelerce buz tabakası altından iğne kadar deliğe kadar yüzmemi istemeniz biraz tuhaf değil mi?
başımı alıp gitmek istediğimde bedenini bize bırak tavrınız ayıp değil mi?
ruhumu konulan kabın şeklini alan bir çeşit likit sanmanız bilimsel açıdan oldukça komik görünmüyor mu?
yak bi sigara Puppet Master.
çek ciğerlerine alamadığın nefes kadar.
katrana bulanınca üzerine tüy döküp ibreti alem için gezdirsinler senide.
anlaşılmaz bir post-modern anıt gibi diksinler taksim meydanına...
gelen giden tüylerini yolmaya devam etsin.
üzerine binip hatıra fotoğrafı çektirsinler çoluk çocuk.
çakılarla kazıyıp kıçını X Love Y yazarak aşkını ifade etsin bir takım genç ahmaklar yavuklularına.
geceleri homeless lar takılsın eteklerinde. birbirine sokulup leş gibi şarap ve sidik kokularıyla...
bir takım örgütler gelen geçeni patlatmak için bomba düzenekli TNT bıraksın siyah bira poşetleriyle yanına...
sen tüm bunlar olurken içinden godot'yu bekle.
yalvar yakar o ütopık kahramanın gelip seni kurtaracağına...
sakın ağlama!
ağlayıpta sağı solu sele bağlama.
çek Puppet...
çek derin bir nefes daha.
nasılsa hiç olmazsa ciğerlerin senden yana.
kaldı ki zaman daralırken, seninde aynı oranda hızla daralman,
serbest piyasaya göre doğal bir gelişim olsada, aslında topyekün yokoluşun habercisi...
Down tempo life from another space...
logg OFF! I give Up.

Hiç yorum yok: