yoksa bende biliyorum mutlaka bir seyler yazmam gerektigini.
cok uzun zaman oldugunu. bu kadar uzun zamandir ne bok yedigimi, bende merak ediyorum.
yalnizim. hic bu kadar yalniz hissetmemistim desem yalan olur. cok ama cok daha kanamali yalnizliklar yasadim. o kanamayi durduramadigim icin iltihabli yillar gecirdim. betim benzim atti. ama yinede nasil olduysa yasamaya devam ettim. kendime yabancilasiyorum yine. kendimle kastettigim, basi kisilere, olaylara mekanlara. sanirim yine buharlasmis bir donemdeyim. kim bu insan? ben burada ne yapiyorum? burasi neresi? tanidik mi butun bu konusmalar? bilmiyorum. bilecek gucumun kalmadigini hissediyorum. arastirmaci kisiligimin yerinde firtina ruzgarlari esiyor. aslinda bir yanim iyi. hep iyi kalacak. beni koruyan sevgiler, insanlar. yerler var orada. orasi: istanbul. orasi ankara. orasi ait oldugum ve hala ruhumun bulundugu yer.
gececek. hersey iyi olacak evet mottomuz bu!
bu motto beni hayatta ve ayakta tutuyor buraya geldigimden beri.
bu kez kandirmiyorum kendimi. yalniz degilim bunu dusunurken.
o var bu var. su var.
bir odanin icinde cilesini dolduran bir fikir suclusuyum.
fikirlerimin zikre donustugu anin cezasini cekmekteyim.
bitecek ama. duzelecek.
ben bunlari kac kere yasadim!
her seferinde 9 canli bir kedi gibi kendimi yeni bir baslangicta buldum. bu kacinci? bilmiyorum.
saymaya korktum evet. lanet bir korkagim siklikla. bazen kendimi nasil oldursem diye defalarca buzdolabinin kapagini acip ilaclari arastirdim. kas gevsetici? i ihh yeterli olmaz. hemde bu kadar gerginken. agri kesici? sanmiyorum acilarimi kesecek olan tek sey icki.
vazgecip odaya geri donuyorum. korkagin tekiyim.
olmek icin dogru zaman degil simdi diyorum.
ve bir sigara sarip bir icki daha koyuyorum kendime.
sonra dusunmeye devam ediyorum. surekli dusunuyorum. yeni bir kitaba basliyorum. onuda bitiriyorum. yemek yapiyorum. yiyorum. sonra bir icki daha iciyorum. bir film izliyorum. muhtemelen o sacma kurgunun icinde bogulup uykuya daliyorum.
hayat bu olmamali.
bu korkutucu iste!
uzgunum. beceremeyecegim sanirim.
uzgun muyum? aslinda bilmiyorum. bilsem sonuc degisik olur muydu? sanmiyorum.
yine bi bok bilmedigim bir doneme girdim sanirim.
ilk basta guzel gorunuyor bazi seyler. journey of high adventure !
sonra bir bakiyorum kabus donmus canim fragman ve senaryo.
tum bunlari ne icin soyledigimi sadece siz anlarsiniz G. ve M.
diger yanda: genc kadini kurtarmaya calisan iyi kalpli yardimsever insanlar...
genc kadinin fikri de bu yonde sabit.
tipki onlar gibi dusunuyor. onlar gibi hareket ediyor. bu eylemin bir orjini oldugu icin arada
uzuntu dalgalarina kapiliyor ama carcabuk bir dala tutunuyor.
basim agriyor.
nedense hepte bu gunlerde
bu anlarda
bunlari dusunurken
basima korkunc ve gecmek bilmeyen agrilar peydah oluyor.
alenen aci cektiriliyor.
gececek. hersey iyi olacak.
motto ve mohito arasinda ki farki biliyorum.
umitsizlige kapilmiyorum hic.
kapilacak gibi olursam, birden dunayadaki en guzel yesil tonunu dusunuyorum.
rahatliyorum. ruhum huzur buluyor orada. kendimi yemyesil cimlerin uzerinde ask icinde dusunuyorum. elimde martinim. yanimda sevdiklerim. uzerimde en sevdigim elbisem.
saclarim kivircikligini kaybetti.
artik tenim daha beyaz.
beyaz beni esir aliyor yavas yavas.
ama asla teslim olmayacagim.
bir solaryum isi gorur.
beni yutmasina izin vermeyecegim.
guclu kadinim.
gucumden siklikla kendimi sakinirim.
korkarim kendimden enginlere sigmam tasarim.
neyse
hepsi bu
sacmaliyorum. izleniyorum. dostum izleniyorum.
birileri beni izliyor sanki.
gececek. o gozlerden ellerden kosarak uzaklasiyorum.
simdilik hepsi bu.
daha fazlasi var ama kendimi bunun icin iyi hissetmiyorum.
ama bu iyi olmayacagim anlamina gelmiyor.
kacmak istiyorum dostum!
abientot mon frere!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder